3 Eylül 2012 Pazartesi

Ne zamandır okuduğum kitapları sizlerle paylaşamadım.. Bol bol kitap okudum bu süre içerisinde..Bazen okudukça okumak ister ya insan..Öyle bir süreçteydim yazmanın zor geldiği...Tekrar buradayım..Ve artık paylaşacağım :)

4 Aralık 2011 Pazar

TED DEKKER- BEYAZ

Ted Dekker Beyaz çıkmış galiba..Kırtasiyede arattırdım, çıkmış dedi.Getirince sizi ararız dediler..Henüz elimde okuduğum kitabım var..

Alınca sizi haberdar edeceğim..

Ne saçma bir durum oldu..Yazın başında okuduğum çemberin diğer bölümleri, şimdi beyaz..O zaman neden çıkarmadılar aynı anda..Hala olmaması gerektiğini düşündüğüm bir durum...

Neyse artık..Bakalım..

25 Ağustos 2011 Perşembe

Miriam'ın Şarkısı-Mark Mathabane

Uzun zamandır böyle etkilememişti bir kitap beni.. Gerçekti..Yaşanan her şey..Güney Afrika'da Miriam'ın çocukluğunda geçti günlerim ..Adım adım sokaklarda dolaştım, ailesiyle yaşadım, babasına içtiğinde kızdım..Yasalara kızdım..Siyahların oy kullanamamasına kızdım..Nelson Mandela'nın da Alexandra'da yaşadığını öğrendim..

Johannes'in hiç bir şeye , takılan lakaplara, söylenen sözlere aldırmadan hedeflerine koşmasını izledim..Bir yandan çalışıp, bir yandan okumasına gıpta ettim..

Miriam'ın erkek arkadaşı tarafından tecavüze uğramasına üzüldüm..Sonra hala O'nunla beraber olmasına şaşırdım..Bebeği olan öğrencilere şaşırdım..Miriam'ın ilk ve kötü ilişkisinde(tecavüz) hamile kalmasına içerledim..

Ayakları nasır bağlayarak okula giden çocuğun hayalini gördüm..Bir çift ayakkabı..Bir yandan derslerinin çok güzel olması şaşırttı yine..Tebrik ettim..

Güney Afrika'da 11 kabile olduğunu Venda'nın en küçük kabile olduğunu öğrendim..Yoldaşların nasıl şiddete ağır bir şiddetle karşılık verdiğini, boyun bağlarının ( iş birlikçi ya da ispiyoncunun boynuna bir lastik geçirilir ve canlı canlı yakılır) ne kadar kötü bir işkence , şiddet olduğunu düşündüm..

Şiddetin ne kadar olağan olduğunu, yerli halkın üstüne kolayca nasıl ateş açıldığını , siyahların haklarının olmadığını( atalarının topraklarında) , hizmetçi olarak, beyazların yanında oldukları yerlerde aşırı düşük ücretle çalıştırıldıklarını okudum..

Eğitim sistemlerinde karma okul olmadığını ve öğretmenlerinin hortumla öğrencileri nasıl dövdüklerini ve neden dövdüklerini okudum..( o zamanlar olan sistem, sonra karma sisteme geçildi)

Nelson Mandela'nın hapisten çıkışına tanık oldum..Çıkarken O'nu bir anlık Miriam'ın gözleriyle gördüğü gibi gördüm..

Kitap çok çooook güzeldi..

Kesinlikle hepinize okumanızı şiddetle tavsiye ederim!!!

11 Ağustos 2011 Perşembe

TOP 10UM

Düşündüm, düşündüüümmm...Çıkardım,çıkardım,işte TOP10

  1. Kafka – Dava
  2. Dostoyevski – Suç Ve Ceza
  3. Dostoyevski – Karamazov Kardeşler
  4. Sartre – İş İşten Geçti
  5. Hermann Hesse – Bozkır Kurdu
  6. Oğuz Atay – Tutunamayanlar
  7. Adam Fawer – Empati
  8. Khaled Hosseini (Halit Hüseyni )-Uçurtma Avcısı
  9. Irvin Yalom- Nietchze Ağladığında
  10. Irvin Yalom – Schopenhauer Tedavisi

10 Ağustos 2011 Çarşamba

OĞUZ ATAY


Oğuz ATAY
Oğuz Atay'ı ilk tutunamayanlar adlı şahane eseriyle tanıdım. Bir bilim adamının romanıyla da iyice gönlüme yerleşti.
Oğuz Atay derlediğim bilgilere göre 12 Ekim 1934 yılında İnebolu'da doğdu.Benim canım babacım da 9 Ekim'de doğmuş.Eğer burçlara inanıyorsanız babam çok iyi, çok tatlı bir insan ve babadır.Dış görüntüsü hiç tanımayanlar tarafından biraz sert bulunabilir.Sevdiğini içten , sıkmadan, çok çok içten sevip her şeyine koşturan bir yapısı vardır.Oğuz Atay'da babama benziyor mudur acaba?
13 Aralık 1977'de vefat etmiş.Daha 43 yaşındayken... Ne kadar genç.. Genç yaşta ölmesine üzülüyorum ama yine de bir yandan ölümsüz olduğuna inanıyorum.Kendisini muhteşem bir eseriyle ölümsüzleştirmiş.Tutunamayanlar..Eseriyle değil eserleriyle...Bir bilim adamının romanı,tehlikeli oyunlar, eylembilim.. Beyninde tümör sebebiyle vefat etmiş.
 
Oğuz Atay'ın ilkokula 2.sınıftan başladığını biliyor muydunuz? İlkokul 1.sınıfı atlamış.Oğuz Atay'ın annesinin öğretmen olması ve okuma yazmayı daha önce öğrenmesi 1.sınıfı atlamasında rol oynamış. Oğuz Atay'ın öğrenim hayatı boyunca ders notu ortalaması hep çok iyi olup , iftihar belgesini her yıl almış.10luk sistemde 9dan aşağı inmemiş notu.Aslında sanata yönelimi çokmuş lisedeyken de..Resim ve tiyatro üzerine.. Ama babasının rolü burda çok olmuş.Babasının mühendislik ya da doktorluk düşündüğü oğlu ( çünkü sanatçı olursa aç kalır ) İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat fakültesini 1957'de bitirir.Daha sonra İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde öğretim üyeliği yaptı.İDMMA şu an Yıldız Teknik Üniversitesi.1975'de doçent oldu.

OĞUZ ATAY'IN ESERLERİ

Romanları :
Tutunamayanlar
Tehlikeli Oyunlar
Bir Bilim Adamının Romanı (1975)
(1971) (1973) Eylembilim (1998) Öykülerinin olduğu:Korkuyu Beklerken
Oyun Kitabı :
(1975) Oyunlarla Yaşayanlar(1979) Notlarından derlenen :Günlük

 

OĞUZ ATAY'IN HAYATINA GİRMİŞ KADINLAR

Oğuz Atay, Fikriye Atay, Özge Atay
Fikriye Fatma Gürbüz
Sevin Seydi
Pakize Kutlu
 
Fikriye Fatma Gürbüz'le evliliği 6 yıl sürmüş olup bir de kızları Özge dünyaya gelmiştir.Ancak evlilikte aradığını bulamaz Oğuz Atay.. Ayrılırlar.
Sevin Seydi'yle aynı evde yaşarlar , ancak evlenmezler.
Son olarak Pakize Kutlu'yla evlenir.


 
 Ve uzun uğraşlar , çalkantılı düşünce dünyası , içine kapanık ruh hali.. Erken yaşta hayata gözlerini yumar Oğuz Atay.. Bizim düşüncelerimizde, sevgimizde kal....